İşçilik Alacaklarında Zamanaşımını Kesen Haller

İşçilik Alacaklarında Zamanaşımını Kesen Haller

Hukukta bir çok hak için zamanaşımı süresi belirlendiği gibi, işçinin işverenden talep edebileceği işçilik alacakları açısından da yine zamanaşımı süreleri belirlenmiştir. Daha önceleri sadece ücret alacaklarına ilişkin zamanaşımı süresi İş Kanununda düzenlemiş olup tazminat ve diğer alacaklar konusunda Borçlar Kanunu hükümleri dikkate alınıyorken, bu konuda da düzenleme yapılmıştır.

4857 sayılı İş Kanununa 12.10.2017 tarihli ve 7036 sayılı Kanunla eklenen Ek 3 üncü madde ile ücret alacakları dışındaki işçilik alacaklarıyla ilgili de zamanaşımı süreleri belirlenmiştir. Dolayısıyla, ücret alacaklarıyla ilgili zamanaşımı süreleri konusunda İş Kanununun 32 nci maddesi, diğer işçilik alacakları konusunda Ek 3 üncü maddesi hükümleri yani 5 yıllık süre, diğer alacaklarla ilgili zaman aşımı konusunda ise 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununda yer alan genel zaman aşımı süresi yani 10 yıllık süre geçerlidir.

Öte yandan Yargıtay’a göre zamanaşımı, alacak hakkının belli bir süre kullanılmaması yüzünden dava edilebilme niteliğinden yoksun kalmasını ifade ettiğinden, zamanaşımı alacak hakkını sona erdirmese de onu “eksik bir borç” haline dönüştürdüğünden ve “alacağın dava edilebilme özelliği”ni ortadan kaldırdığından, yani zamanaşımı alacağın varlığını değil istenebilirliğini ortadan kaldırdığından, hangi hal ve durumlarda zamanaşımı sürelerinin kesileceğinin bilinmesinde de yarar var.

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 154 üncü maddesi hükümleri ve Yargıtay kararları doğrultusunda işçilik alacaklarıyla ilgili zamanaşımı süresini kesen hal ve durumlar aşağıda belirtilmiştir.

Genel Olarak Zamanaşımı Süresini Kesen Haller

(T.C. YARGITAY 9. Hukuk Dairesi, Esas No. 2015/28161, Karar No. 2019/113, Tarihi: 07.01.2019)

▪ Borçlunun borcunu ikrar etmesi (alacağı tanıması, kabul etmesi), zamanaşımını kesen nedenlerden biridir. Borcun tanınması, tek yanlı bir irade bildirimi olup; borçlunun, kendi borcunun devam etmekte olduğunu kabul anlamındadır. Borç ikrarının sonuç doğurabilmesi için, eylem yeteneğine ve malları üzerinde tasarruf yetkisine sahip olan borçlunun veya yetkili kıldığı vekilinin, bu iradeyi alacaklıya yöneltmiş bulunması ve ayrıca zamanaşımı süresinin dolmamış olması gerekir. Gerçekte de borç ikrarı, ancak, işlemekte olan zamanaşımını keser; farklı anlatımla zamanaşımı süresinin tamamlanmasından sonraki borç ikrarının kesme yönünden bir sonuç doğurmayacağından kuşku ve duraksamaya yer olmamalıdır.

▪ Dava açılması veya icra takibi yapılması zamanaşımını kesen nedenlerdendir. Borçlar Kanununun 156. maddesi ise zamanaşımının kesilmesi halinde yeni bir sürenin işlemesi gerektiğini açıkça belirtmiştir. Madde açıkça düzenlemediğinden ihtiyati tedbir istemi ile mahkemeye başvurma veya işçilik alacaklarının tespiti ve ödenmesi için Bölge Çalışma İş Müfettişliğine şikâyette bulunma zamanaşımını kesen nedenler olarak kabul edilemez. Ancak işverenin, şikâyet üzerine Bölge Çalışma Müdürlüğünde alacağı ikrar etmesi, zamanaşımını keser.

▪ Zamanaşımı, dava devam ederken iki tarafın yargılamaya ilişkin her işleminden ve hâkimin her emir ve hükmünden itibaren yeniden işlemeye başlar ve kesilmeden itibaren yeni bir süre işler.

Kısmi Alacak veya Belirsiz Alacak Davası Açılmış Olması

Dava açılması zamanaşımının kesen hallerden olup, kısmi alacak davası veya belirsiz alacak davası açılması halinde zamanaşımının kesilip kesilmeyeceği de yine Yargıtay kararlarında açıkça belirtilmiş olup, söz konusu kararlara aşağıda yer verilmiştir.

▪ Uygulamada, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulması, dava açma tekniği bakımından, tümü ihlal ya da inkâr olunan hakkın ancak bir bölümünün dava edilmesi, diğer bölümüne ait dava ve talep hakkının bazı nedenlerle geleceğe bırakılması anlamına gelir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca benimsenmiş ilkeye göre, kısmi davada fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmuş olması, saklı tutulan kesim için zamanaşımını kesmez, zamanaşımı, alacağın yalnız kısmi dava konusu yapılan miktar için kesilir. (T.C. YARGITAY – 9. Hukuk Dairesi, Esas No. 2015/25486, Karar No. 2018/22695, Tarihi: 10.12.2018 / 22. Hukuk Dairesi, Esas No. 2016/1514, Karar No. 2018/27868, Tarihi: 20.12.2018)

▪ Belirsiz alacak davasında alacağın tamamına ilişkin zamanaşımı süresi kesilir.(T.C. YARGITAY 22. Hukuk Dairesi, Esas No. 2016/3082, Karar No. 2019/32, Tarihi: 07.01.2019)

Arabulucuya Başvurulmuş Olması

6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun “Arabuluculuk sürecinin başlaması ve sürelere etkisi” başlıklı 16 ncı maddesinde; arabuluculuk sürecinin başlamasından sona ermesine kadar geçirilen sürenin, zamanaşımı ve hak düşürücü sürelerin hesaplanmasında dikkate alınmayacağı belirtilmiştir.

Dolayısıyla arabulucuya başvurulan işçilik alacaklarıyla ilgili zamanaşımı süresi arabuluculuk süresince işlemez yani durur, arabuluculuk süresi sona erdikten sonra zamanaşımı süresi kaldığı yerden tekrar işlemeye başlar.

İşçinin Şikayette Bulunmuş Olması

Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin yukarıda yer verilen 07.01.2019 tarihli kararında da belirtildiği üzere, işçinin Çalışma ve İş Kurumuna veya İş Müfettişliğine şikayette bulunması zamanaşımını kesen nedenler olarak kabul edilmez. Ancak işverenin, şikâyet üzerine alacağı ikrar etmesi zamanaşımını keser. Öte yandan belirtmek gerekir ki 1 Ocak 2018 tarihinden itibaren geçerli yeni uygulamaya göre, iş sözleşmesi sona ermiş yani işten çıkmış veya çıkarılmış işçinin, işçilik alacaklarıyla ilgili olarak önce arabulucuya başvurması, sonra duruma göre iş mahkemesinde dava açması gerekmekte olup, bu konuda şikayet yolu kapanmıştır.